Bir kadın telefona bakarken üzgün ve endişeli görünüyor; mesaj beklemenin yarattığı sessizlik hissi, ghosting temasını yansıtıyor.

Ghosting: Temastan Kaçmanın Modern Adı

Ghosting, “duygusuzluk” değil; duygularla baş edememenin sonucudur. Kaybolanın kaçtığı şey sadece bir kişi değil, çoğu zaman kendi duyguları ve sorumluluktur. Geride kalanınsa aradığı şey bir cevap değil, bir tanıklıktır. İki taraf da temas kurmaktan uzaklaşmıştır.

Bir anda yok olmak.

Ne açıklama var, ne kapanış.

Sadece sessizlik.

Ghosting, artık bir ayrılık biçimi; bir kaçış refleksi hâline geldi.

Görünüşte basit bir kaçış gibi görünse de, çoğu zaman bağ kurma zorlukları ve duygusal yükten kaçınma aslında bu kaçışa  eşlik eder.

Kişi yalnızca bir başkasından değil — kendi duygularından, sorumluluktan ve temastan da kaçmaktadır.

Dijital mesafe, swipe kültürü — sola kaydır, sağa kaydır, sıradaki — ilişkileri tüketilebilir hale getirdi.

Teknoloji pek çok şeyi kolaylaştırdı.

Ama bu “konfor”, gerçekten bir rahatlık mı?

Yoksa büyümekten kaçmanın dijital kılıfı mı?

Ghosting Ne Demek?

Ghosting, bir ilişkide iletişim hâlâ sürerken ve taraflardan biri bağ kurmaya devam etmek isterken, diğer kişinin hiçbir açıklama yapmadan aniden ortadan kaybolmasıdır.

Ne “bitti” denir, ne de “neden” açıklanır. Geride kalan yalnızca sessizliktir.

Bu görünmez kopuş, yalnızca hayal kırıklığı değil; tamamlanmamış bir temas anlamına gelir.

Gestalt bakışına göre her temas doğal olarak bir kapanış ihtiyacı taşır.

Ama ifade edilmemiş duygular, yarım kalmış cümleler ve koparılmış ilişkiler zihinde açık bir döngü olarak kalır.

Ghosting tam da bu döngüden — yani duygusal temastan, yüzleşmeden ve büyüme ihtimalinden — kaçıştır.

Ve bu kaçış, hem yapan hem yapılan için tamamlanmamış bir deneyim bırakır.

Ghostlayan: Temastan Kaçış

Ghosting yapan kişiler çoğu zaman bir başkasına zarar vermek amacıyla değil; yüzleşmenin getireceği duygusal yükten kaçınmak için iletişimi keserler.

Bu, açık bir “kötülük” hali değil; daha çok duygusal kapasitenin sınırlı olduğu bir durumdur.

İlişkiyi sonlandıracak bir konuşma yapmak, duyguları adlandırmak, karşı tarafın hayal kırıklığına tanıklık etmek… Tüm bunlar bazı insanlar için oldukça zorlayıcı olabilir.

Duygularla kalmak zordur.

Ve yok olmak, kısa vadede daha kolay gelir.

Ama kaçmak, duyguyu ortadan kaldırmaz — sadece erteler.

Ghostlayan kişi, bazen yalnızca karşısındakinden değil; kendi duygularından da kaçar.

Bu kaçınmanın altında genellikle şu dinamikler yer alır:

  • Yakınlıktan korkmak: Duygusal temas kişinin sınırlarını tehdit ediyormuş gibi hissedilir. Bir bağ kurulduğunda, kişi hemen onu kesmek ister.
    “Çok yaklaştı, bu bana fazla geliyor.”
 
  • Zor duyguları taşıyamamak: Konuşmak yerine susmak, açıklamak yerine uzaklaşmak, kişi için daha az stresli gelir.
    “Ne diyeceğimi bilemiyorum. Sessizlik daha kolay.”
 
  • Sorumluluğu üstlenememek: Karşı tarafın duygusuna tanıklık etmek, suçluluk hissetmek ya da kötü biri gibi görünmek istemez.
    “Onu kırmamak için söylemiyorum” gibi görünse de, aslında kendi rahatsızlığından korunur.
 
  • İlişkide kalamamak: Ya tamamen içindedir ya tamamen dışında. Dengede kalmak, açıklıkla vedalaşmak ya da mesafeyi korumak zordur.

“Ya çok bağlanıyorum ya da bir anda kesmek zorunda kalıyorum.”

 

Bu tepkiler, kişinin bağ kurma kapasitesiyle, duygulara dayanabilme gücüyle ve ilişki içinde kalabilme becerisiyle doğrudan bağlantılıdır. 

Ve bu kapasite zayıfsa, kişi “gitmeyi” bir çözüm gibi görür. Genellikle bağlanma stilleriyle de yakından ilişkilidir.

Bulanık bir siluet, cama uzanan ellerle görünür ama ulaşılmaz bir figürü temsil ediyor; ghosting’in duygusal uzaklık metaforu.

Ghostlanan: Görülmemişliğin Acısı

Ghostlanan kişi için süreç, yalnızca bir cevapsızlık değil; bir belirsizlik girdabıdır.

İlişki hâlâ sürerken bir anda iletişimin kesilmesi, zihni sürekli çalışan bir döngüye sokar:

“Ben ne yaptım?”, “Neden oldu?”, “Neyi eksik söyledim?” gibi sorular tekrar tekrar sorulur — ama karşılığı yoktur.

Ama aranan şey, çoğu zaman bir cevap değil — bir tanıklıktır.

Görülmek, duyulmak, duygularına anlam verilmesi istenir.

Asıl acı, cevapsız kalmaktan değil; görülmemekten gelir.

Hiçbir kapanış olmadan, hiçbir temas olmadan terk edilmek, kişinin değersizlik inançlarını tetikler.

Kendisini “fazla”, “eksik” ya da “sevilmeye layık olmayan” biri gibi hissetmesine neden olabilir.

“Demek ki ben yeterince iyi değilim.”

“Benimle uğraşmaya değer bulmadı.”

“Sevilecek biri değilim.”

Bu düşünceler, içe dönük sorgulamalarla büyür.

Çünkü döngü tamamlanmamıştır.

İlişki bitmemiştir, açıklama yoktur, temas kesilmiştir — ama zemin hâlâ oradadır.

Oysa bu durum çoğu zaman kişinin kendiliğiyle değil, karşı tarafın duygusal kapasitesiyle ilgilidir.

Ghosting, kişiye dair bir “öz-değer” meselesi değil; karşısındaki kişinin bağ kurma, sınır çizme ya da temasta kalma becerisinin sınırlılığıyla ilgilidir.

Her İki Taraf İçin: Kapanış ve Dönüşüm

Ghosting her ne kadar tek taraflı bir eylem gibi görünse de, iki taraf için de tamamlanmamış bir ilişkidir.

Ve her tamamlanmamışlık, fark edilmediğinde kendini tekrar eder. Ama fark edildiğinde, dönüşüm başlar.

Gestalt yaklaşımıyla bakıldığında bu tür bitmemiş temaslar, içsel bir büyüme ve kapanış alanı sunar — eğer temas kurulabilirse.

Ghosting Yapan İçin: Temasla Kalma Cesareti

  • Fark Et: Kaçtığın şey sadece karşı taraf değil; kendi zor duyguların olabilir.
  • Kal: “Şimdi ve burada” kalmak, rahatsızlıkla temasa geçmeyi öğrenmektir.
  • Deneyimle: Zor bir konuşmayı tamamlamak, bağ kurma kapasiteni genişletir.
  • Sınır Çiz: Tamamen kaçmak yerine, nasıl bir temas istediğini açıkça belirtmeyi öğrenebilirsin.

 

Ghosting’e Maruz Kalan İçin: Kapanışı İçeriden Yarat

  • Tanık Ol: Yaşananın seni nasıl etkilediğini dürüstçe fark et.
  • Kendinle Temas Kur: Sessizlikte kalan duyguyu sahiplen — o hâlâ gerçek.
  • İfade Et: Söylenmemişleri kendine yaz, duyguya dışavurum alanı aç.
  • Tamamla: Bitişi başkası yapmasa da, içsel olarak tamamlayabilir; projeksiyonları geri alabilirsin.

Ghosting bir son gibi görünse de, temas etmeyi öğrenmek için bir davet olabilir.

Temas, Büyümekten Kaçmamak Demektir

Ghosting’i yalnızca bir “iletişim sorunu” olarak değil; temasa dair bir kapasite sınırı olarak okuyabiliriz.

Bu sınırlarla temas etmek, yalnızca ilişkilerimizi değil, kendimizle bağımızı da dönüştürme fırsatı yaratır.

Temas, yalnızca fiziksel ya da duygusal bir yakınlık değil; psikolojik bir cesarettir.

Gerçeği görmek, duymak, hissetmek… ve bazen de bir ilişkiyi olgunlukla sonlandırabilmek.

Ghosting, büyümekten kaçmanın modern haliyse; temas, büyümeye niyet etmektir.

Bitişler de ilişkilerin bir parçasıdır.

Kapanış, duygusal zekâ değil; duygusal cesaret ister.

Çünkü ancak güç duygularla kalabildiğimizde, ilişkiler değil — biz dönüşürüz.

Picture of Mine Turalı

Mine Turalı

Paylaş

En Çok Merak Edilen Sorular

Ghosting, bir kişinin ilişki hâlâ sürerken hiçbir açıklama yapmadan iletişimi kesmesi ve ortadan kaybolmasıdır.

Birini ghostlamak, onunla olan teması aniden ve açıklamasız şekilde bitirmek; yani duygusal bir kaçış biçimidir.

Genellikle yüzleşme korkusu, duygusal yükten kaçınma ya da bağ kurma kapasitesinin sınırlılığı gibi nedenlerle ghosting yapılır.

Görülmemişlik, değersizlik, belirsizlik gibi duygular sıklıkla yaşanır. Cevapsızlık, kişinin öz-değeriyle ilgili şüpheler uyandırabilir.

Bitirilmemiş ilişkiler zihinde açık döngüler bırakır. Temassızlık duygusal olarak her iki tarafı da tamamlanmamış hissettirebilir.

Değersizlik hissi, yağmurlu pencere önünde yalnız hisseden kadın

Değersizlik Hissi ve Başa Çıkma Yolları

Değersizlik Hissi ve Başa Çıkma Yolları Değersizlik hissi, insan olmanın kaçınılmaz bir parçasıdır. Hepimiz hayatımızın bir döneminde kendimizi yetersiz, görünmez ya da önemsiz

E-posta listemize kayıt olmak ister misiniz?

Yeni yazılarımız ve grup çalışmalarımızdan haberdar olun!

Kayıt olduğunuzda çok sık olmasa da size yeni yazı ve atölye çalışmalarımızı göndermekten mutluluk duyacağız.

KVKK Aydınlatma Metni’ni okudum ve kişisel verilerimin işlenmesini onaylıyorum.